“HÜSN’Ü AŞK” SANATI 

SİVAS'TA DEMİRYOLU İŞÇİSİ OLARAK ÇALIŞAN 44 YAŞINDAKİ MEHMET ATICI, HOBİ OLARAK BAŞLADIĞI HÜSNÜHAT SANATINDA USTA ÖĞRETİCİ OLARAK ÖĞRENCİLERE KURS VERMEYE BAŞLADI. ÇEŞİTLİ SERGİLER AÇAN ATICI'NIN YAPTIĞI ESERLER, GÖRENLERİN DİKKATİNİ ÇEKİYOR. (MEHMET ALİ GÜNER - UĞUR YİĞİT/SİVAS-İHA)

Sivas’ta demiryolu işçisi olarak çalışıp, hobi olarak başladığı hat sanatını icazet (diploma)  alarak öğrencilere kurs vermeye başladı. Evli ve 2 çocuk babası olan Hüsnü Hat ustası Mehmet Atıcı (44), 2003 yılında kurslara katılarak  Hüsn’ü Hat sanatını yapmaya başladı. Sivas’ta ve Almanya Nürnberg’de sergiler açtı.

Hüsnü Hat Ustası Mehmet Atıcı, ”Kültür Bakanlığı’nın Hüsn’ü Hat sanatçısıyım. Yaklaşık 15 yıldır bu sanatla uğraşıyorum. Son 4 yıldır da Hasan Çelebi hocamdan icazetnamemizi almak nasip oldu. Şu anda hali hazırda Halk Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın ortaklaşa yapmış oldukları kursu vermekteyim.” şeklinde konuştu.

Halk Eğitim Merkezleri’nin vermiş olduğu kurslara kayıt olarak, hat sanatına başladığını ifade eden Atıcı,” Bu sevda bizde depreşti ve daha ileri boyutlara taşımaya niyetlendik. İstanbul’a giderek bu işin en güzel merkezi olan yerden almaya karar verdik. Hüsn’ü hat sanatının yaşam biçimi olduğunu ifade eden Atıcı, ”Demiryolunda çalışıyorum. Hobi olarak başladım; ama artık hobiyi geçti. İş aşka dönüştü ve artık bu sanatı profesyonel olarak yapmaya çalışıyoruz. Hocalarımızdan aldığımız bilgilerle, asıl amacımızı gelecek nesillere en güzel şekliyle aktarmak.  Yeni nesillerin ilgisi gayet hoş; lâkin bu sanat sabır, biraz inat gerektiriyor, sevgi gerektiriyor. Bazen kırılma noktaları olabiliyor.  Kırılma noktalarını aşıp devam eden kardeşlerimiz sanatlarına da devam ediyorlar.” diye ifade etti.

Hat Ustası Atıcı, ”Bu sanata olan ilgim beni, İstanbul’a gitmeye yöneltti. Son 4 yıldır, 15 günde bir İstanbul yolculuklarım oldu. Hasan Hocam talebeliğe kabul etti. En üst seviyede bu sanatı öğrenmek istediğim için Hasan hocama gittim, sağ olsun hocamda bize, icazetimizi verdi.” dedi.

Hat sanatında 3 çeşit yazı yazdığını belirten Atıcı,” Rika, sülüs ve nesir yazıları yazabiliyorum. Sülüs yazıları, biraz daha çok duvarlarda gördüğümüz ve cami yazılarında, levhalarda yapılan yazı çeşididir. Nesir yazıları, Kur’an-ı Kerim’de yapılan yazı çeşididir. Rika ise; Osmanlı’nın resmî yazışmalarda kullanmış olduğu  yazı çeşididir. Biz şu anda genelde sülüs ve nesir çalışıyoruz. Çalışmalarımızda bu yönde ilerliyor. Kendimize, şahsımıza yaptığımız istifler var. Nasip olursa daha güzellerini yapmayı, aynı şekilde talebelerimizin de daha güzellerini yapmalarını arzu ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Haber:  Hatice Koyuncu Yiğit